AGENTS OF S.H.I.E.L.D. 5.SEZON incelemesi


Arkadaşlar Türkiye’de bu diziyi izleyen nadir insanlardan bazıları olduğumuz için kendimizi çok şanslı saymalıyız. İlk bölümünden şu son 5x22 bölüme kadar dizinin kendini ve karakterlerini geliştirmesi bizlere harika bir seyir keyfi sundu. Her sezonu kötü başlayıp bana göre harika bitti. Şimdi gelin spoilerlı bir şekilde 5.sezonu hep beraber inceleyelim.

Yukarıda da belirttiğim gibi bence sezon çok kötü ve sıkıcı başladı ve galiba artık bu dizi de bozmaya başladı diye düşündüm. Çünkü Kasius ve etrafında gelişen olaylara baya sıkıldım. Tamam tüm sezonu etkileyen şeyler gördük ama yine de gelecekteki bu sahneler hoşuma gitmedi.

Ama ne zaman ki karakterlerimiz kendi zamanlarına geri döndü, dizi harika bir hal almaya başladı. Ekip ruhu ve akraba olayları izlemek bana nedensizce keyif verdi. Bunların ardından Hydra’yı da görmemiz (sadece Hale ve Ruby) çok güzel oldu.

Sezon içinde Yo-Yo, Fitz ve Simmons dışında herkes her an ölebilirdi ve bu tedirginliği vermeleri de başarılıydı.

Hydra, Coulson ve Talbot’u ele geçirince ve Hydra’dan bazı flashbackler görünce buram buram framework göndermesi ve MCU’yu hissettim. Gravitonyum etrafında çevrelenen olaylar da çok tatmin ediciydi. Bunun yanında üç karakterin ölümsüz olarak dolaşması ve çok ciddi riskler alması bu diziyi neden sevdiğimi bana tekrardan hatırlattı.

Yalnız tüm sezonda, yani olaylar asıl ciddileşince bildiğiniz gibi Yo-Yo, Ruby’i öldürdü. Çok mantıklı bir karardı. Destroyer of the World olmak üzere olan ve belki de dünyayı parçalayacak olan ergen bir kızı öldürünce diğer ekip üyelerinin kendisine karşı tavır alması ve kızması aşırı saçma geldi. Bu hayatı o seçmese bile kız kötü biri ve dünyayı yok edecek. Yani onu öldürmekten daha mantıklı bir şey yok. Başta Daisy olmak üzere ekip saçmaladı.

Bir diğer kızdığım olay da Coulson’u ölümden kurtarmak için dünyayı yok olmaya terk ettiler ya. Daisy’nin akıl hocası, May’in sevgilisi ama diğerlerine ne? İkisi de bir şekilde fedakarlık yapabilirdi  ama bir de tüm bunların üzerine Yo-Yo’yu kötü biri olarak bellemeleri kanıma dokundu.

Kötü adamlar ve kadınlarımız General Talbot, Kasius, Hale ve Ruby’ye gelirsek… Talbot ve Hale kesinlikle çok başarılı kötülerdi. Kasius fena değildi ama gerek oyunculuğu, gerek yaptığı şeyler olarak Ruby çok başarısızdı.

Gelelim harika sezon finaline. İlk yarısında güzel güzel ilerledi ama beni koparan ve değişik hissetmeme neden olan kısım Robin’in, “Bir şeyler değişti.” demesiyle başladı. Coulson serumu almadıktan sonra Daisy alıp General Talbot’a karşı kullanıyor ve Fitz hayatını feda ederek ölüyor. Coulson da bir yandan can çekişiyor. Bölüm adının ‘The End’ olmasından mütevellit gözlerim doldu. Ve karakterlerin gerçekten de ölebileceğini düşündüm. Bana bu duyguları yaşattığı için bu diziyi çok seviyorum ya.

Ve harika final… Coulson öleceğini bildiği için May ile birlikte Tahiti’ye gidiyor ve ölmeyi bekleyecek. Fitz öldü ama kendisi gelecekte olduğu için kapsülde yatanı kaldıracaklar. (Uzay-zamanda sıkıntı çıkarması gerekir ama bize bunu göstermezler.) Cenaze için toplandığını sandığımız grup aslında kutlama için toplanmış. O anki mutluluğumu sizlere anlatamam.

Bu arada şöyle güzel bir detay var. Dizinin son kötü adamı General Talbot’un kötü olma sebebi Thanos’a karşı dünyayı korumak için kendini güçlendirirken aşırıya kaçıp düzgün düşünememesi olmuş. Sezonun son birkaç bölümü de bol bol Thanos’tan bahsetmeleri çok güzel olmuş.

Bu yazdıklarımın üstüne sos olarak şunu da söyleyeyim. Önümüzdeki sezon, yani 6.sezon Avengers 4 filminden sonra çıkacak ve 13 bölüm olacak. Bu da demektir ki ekibimizi Avengers 4 filminde görebiliriz ve/veya dizi, Avengers 4 filminden son derece etkilenmiş, hatta bazı süper kahramanları da içeriyor olarak karşımıza çıkabilir. Muhteşem bir sezon bizleri bekliyor diyebiliriz.

Son olarak benim bu sezona puanım 7/10 oldu. Daha iyi başlasa rahat bir şekilde 8 puan alabilirdi. Önümüzdeki sezonu bekleyeceğiz artık.

AVENGERS 4 (2019) SPOILERLI TEORİLER


Dünkü yazıda bahsettiğim teorilerim burada bulunacak. Çok uzun olmayacak ama kendi fikirlerimi belirtmek istedim. Dünkü sahne sahne Infinity War incelememize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Yazı tabi ki de spoiler içerecek.


                       SPOILER ALERT🔻                                                 SPOILER ALERT🔻



Arkadaşlar ben Iron Man’in akıbetini yazarak başlamak istiyorum yazıya. Bu filmde gördük ki Russo kardeşler gösterdikleri her şeyi bir sonuca bağlıyorlar. Bunun bir örneği de film boyunca Gamora ile Thanos arasındaki ilişkiyi ve Gamora’nın küçüklüğünü yoğun bir şekilden gördük ve Gamora öldü.
Filmin başında Tony Stark’ı, Pepper ile çocuk yapmak hakkında konuşurken gördük. Bir daha filmde bu konudan bahsedilmedi. Yani kesinlikle bir sonuca bağlanması gerekir. Bunlara ek olarak Ty Simpkins bir dahaki filmde rol alacak. Kendisini Iron Man 3 filmindeki küçük çocuk olarak hatırlayabilirsiniz. Önümüzdeki filmde büyüyeceğini de göze alırsak bana göre olaylar şöyle oluşacak:
Captain America ve diğer arkadaşlarının ölümüne rağmen dünyayı kurtaran Tony Stark artık bu işlerden bıktığını ve emekliye ayrıldığını söyleyerek zırhlarını ve servetinin bir kısmını çocuğa bırakacak.
Kesin olacak demiyorum ama bu mümkün bir şey.


Madem yukarıda ölümünden bahsettim neden öleceğini anlatayım Captain America’nın:
Iron Man kadar somut bilgilerim olmasa da birkaç teorim var. Bazı ufak detaylarla bize verildiğine göre Infinity War filmine Civil War filminin devamı diyebiliriz. Chris Evans’ın sözleşmesinin biteceğini ve yönetmenlerin, Cap’in filmde daha çok gözükeceğini açıklamasından dolayı Cap’in, Infinity Gaunlet’i kullanacağını ve öleceğini düşünüyorum. Age of Ultron filminde Mjölnir’i hak ettiğini gördük. Ve Mjölnir ile Gaunlet aynı metalden yapılma: Uru Metali. Hepsi birbirine bağlanmıyor mu? Devam filmi mevzusuna gelirsek: Çok dramatik bir film izleyeceğimiz yönetmenler tarafından açıklandı. Yani iki taraftan biri ölse, diğeri de üzülse çok dramatik olmaz mı? Hepsini toparlarsak:
Captain America, Infinity Gauntlet’i kullanacak ve film içinde ölecek. Tony Stark da aşırı üzülecek ve sonucunda emekli olarak.


Gelelim Thor’a. Dediklerime saçma diyeceksiniz ama bi bakın. Bu filmin Civil War filminin devamı olduğunu söyledik ve bu filmin devamı da Avengers 4. Yani zincir bitmiş değil. Civil War çizgi romanında Captain America kazanmasına rağmen teslim oluyordu ve yolda öldürülüyordu. Bana kalırsa Thanos’a karşı olan galibiyetten sonra kardeşinin,babasının, Heimdall’ın ve diğer Asgardlı kardeşlerinin yanına yani Valhalla’ya gitmek isteyecek kendisi. Vedamız bu şekilde olacak. Veda sebebimiz de sözleşme meseleleri.


Ruh taşının içinde olduğunu öğrendiğimiz için Gamora geri dönecek bence. Bu şekilde Quicksilver da geri döndürülebilir. Zaten gelecek filmin setinde görüldüğüne dair dedikodular var. Loki öldü ama Tom Hiddleston gelecek Marvel filmlerinde oynamak istediğini söylemiş. Bir şekilde geri dönme ihtimali var. Heimdall ne yazık ki geri dönmez. Toz olan karakterler de kesinlikle dönecekler.


Arkadaşlar teorilerim bunlardı. Bazılarının gerçekleşeceğine gönülden inanıyorum. Sizin düşünceleriniz neler? Yorumlarda belirtin!

AVENGERS : INFINITY WAR - YENILMEZLER : SONSUZLUK SAVAŞI (2018) sahne sahne tamamen spoilerlı inceleme


İncelemeyi sahne sahne yapacağım arkadaşlar. Çünkü bu film hakkında genel konuşmak biraz zor olur.

İlk sahneden, yani Thanos’un gemisindeki sahneden başlayalım. Asgardlılar ile savaş olmuş ve Thanos ezici üstünlükle kazanmış ve sonrasında ilk olarak Thanos’u görüyoruz. Sanırım ilk sahne diye özel olarak Thanos daha korkunç ve azametli gösterilmiş. Çok da başarılı olmuş. Ben bunu sinema salonunda izlerken tüylerim diken diken oldu yalan yok. Sonra filmin geri kalanı için önemli bir nokta olan Thanos vs. Hulk! Thanos tabiri caizse Hulk’un ağzını burnunu kırıyor. Yıllardır gezegeninin en güçlüsü olan ve savaşlarda hiç kaybetmeyen Hulk’ı. Ve bunların sonrasında Heimdall ile Loki ölüyor. Thanos da güç taşının yanına uzay taşını eklemiş bulunuyor. Yani bu başlangıç güçlü bir giriş sahnesi olmuş film için. Filmin de ne kadar muhteşem olacağının mesajını vermiş.
Sonra dünyada Tony Stark ile Pepper’ı çocuk yapma mevzusu hakkında konuşurken görüyoruz. Bana kalırsa önümüzdeki filmin sonu için çok büyük ipucu veriyor. Bazı teorilerim hakkında da yarın yazı paylaşacağım.

Doktor Strange ile mabette olan sahne daha önce MCU filmi izlememişler için her şeyi güzelce açıklamış. Yani 10 yıllık filmlerin bir sonucu olsa da yönetmenler bunun tek başına da bir film olabileceğini göstermişler bizlere. Bunun yanında Tony ile Steve’in arasının Civil War sonrasında nasıl olduğunu da öğrenmiş olduk.

Black Order üyeleriyle bizim ekibin savaşı da bana kalırsa çok başarılı olmuş. Yeni Iron Man zırhını ve bunun yanında Spider-Man’in kendini ne kadar geliştirdiğini gördük. Ve ek olarak da Hulk belirmedi. Neden? Bana kalırsa yıllardır kazanan biri bu kadar kötü dayak yerse korkar. Yani Hulk korkudan dolayı çıkmıyor. Her şeyin sonunda da Doktor Strange kaçırılıyor ve Iron Man ile Spider-Man onu kurtarmaya gidiyorlar. Iron Spider zırhını da daha detaylı görüyoruz.

Sonra uzaya dönüyoruz ve Thor’un, Guardians of the Galaxy ekibiyle bu kadar trajedik olaydan sonra bile komik bir şekilde tanışmalarını görüyoruz. Espriler harikaydı ve hepsi yerli yerindeydi.

Sonrasında Vision ile Wanda’yı görüyoruz. Kebapçı Hüsnü’nün önünden geçerken Vision’a alnındaki zihin taşından dolayı asayı saplayıveriyorlar. Zar zor, savaşmaya ve kaçmaya çalışıyorlar ve sonrasında Captain Amerika, Black Widow ve Falcon  üçlüsü destansı bir şekilde geliyorlar. Çok gaza geldiğimi söyleyebilirim. Film de zaten bana kalırsa epikliğiyle de ön plana çıkan bir film.

Sonra Gamora’nın küçüklüğünü ve Thanos’un onu nasıl yanına aldığını görüyoruz. Thanos manipüle ediyor kızı. Daha o zamanlar kendisi sadece gezegenler yok edicisi. Çapı küçük, evreni kurtarmak gibi bir amacı yok.

Milano’da Star-Lord ile Gamora’yı görüyoruz. Drax’ın sesi geliyor ama göremiyoruz kendisini. Gamora, Thanos’un bilmediği bir şeyi bildiğini ve eğer işler ters giderse onu öldürmesi gerektiğini söylüyor. Bu da filmin duygusal yükünü taşıyan olaylardan biri olarak karşımıza çıkacak.

Ekip Knowhere’e iniyor ve Thanos’u Collector ile gerçeklik taşı hakkında konuşurken (işkence ederken) görüyor. Gamora gidip Thanos’u öldürüyor ama öğreniyoruz ki Thanos gerçeklik taşını kullanmış. Bence böyle bir şey olması harika olmuş. Sadece Thor: The Dark World filminde görmüştük gerçeklik taşını. Ve filmin kötüsü Malekith de hiç adamakıllı kullanmamıştı taşı. Bu taşla da neler yapılabileceğini güzelce görmüş olduk. Taş sayısı etti 3. Thanos tüm karakterlerin gerçekliğini değiştiriyor. Thanos, Gamora’yı tutarken Peter onu öldürmeye çalışıyor ama silahtan baloncuk çıkıyor. Ah gerçeklik taşı ah. Yönetmenler mantık hatası yapmamak için bu şekilde çok mantıklı bulduğum hamleler yapmışlar. Gerçekten film şu ana kadar sıkıntısız.

Vision ve taş konusunda ne yapılması gerektiği konusunda tartışılıyor Captain cehpesinde. Vakanda’da Shuri taşı çıkartır diyorlar. Mantıklı. Şu ana kadar da sıkıntı yok.

Uzayda Doctor Strange kurtarılıyor ve Tony Stark ile arasında tartışmalar oluyor ve Strange çok önemli bir şey söylüyor. Herhangi birinin hayatına da mal olsa taşı Thanos’a vermeyeceğini. Sonrasında da Spider-Man de bir Avenger oluyor. Bunlar güzel şeyler. Tartışmalar ve ölümler olsa da film tatlış tatlış ilerliyor.

Bir sonraki sahnede Thanos ile Gamora’yı görüyoruz. Gamora’nın aşırılıklarına rağmen Thanos, ruh taşı için bir şey yapmıyor. Ve Thanos’un fikrinin mantıklı olabileceğini düşünüyoruz. Örnek de veriyor Thanos. Gamora’nın gezegeninde insanlar sefillik içinde yaşıyorlar çünkü yeterli kaynak yok gezegende. Thanos da gezegenin yarısını öldürdü ki geri kalanı huzur ve bolluk içinde yaşasın. Aslında mantıklı bir sebep sadece çok fazla ölüm var. Thanos, Gamora’yı Nebula ile tehdit ediyor ve Gamora mecbur olarak taşın yerini söylüyor.

Biraz da Thor cephesine dönüyoruz. Thor, kendine yeni bir silah yapmak için Groot ve Rocket ile Nidavellir’e gidiyor. Bazıları diyor ki Ragnarok da çekiçlerin değil şimşeklerin tanrısı olduğunu söylediler çok saçma. Öncelikle kendisi şimşek tanrısı olmasına rağmen silahla daha da güçlü oluyor ve özellikle taşların üçünü toplamış Thanos’a karşı daha güçlü olması gerekir. Ve uzayda şimşek yapabildiğini görmedik hiçbir filmde. O yüzden hala her şey mantıklı.

Nebula Guardians ekibini Titan’a çağrıyor ve hemen ardından Strange, Spaydi ve Iron Man de uzay gemisiyle Titan’a iniyorlar. İki ekip arasında ufak bir savaş oluyor ama sonrasında barışıyorlar. Biraz sonra da plan yapmaya çalışıyorlar ve Doctor Strange’i garip bir halde görüyorlar. Strange de 14000605 olasılığa bakıyor ve sadece bir tanesinde başarılı olduklarını görüyor. Yani bu diyalog filmin sonunda olacakların da bir plan olabileceğini bizlere gösteriyor.

Thanos ve Gamora, Vormir’e inerler çünkü ruh taşı buradadır. Ruh taşının başında da Red Skull’u görüyoruz. Kendis Tesseract’ı tuttuğu için taşı onu buraya sürdüğünü söyler. Sinemada çok gaza gelsem de düşündükçe biraz saçma olduğunu ve bizi gaza getirmek için konulduğunu anladım. Ama hadi yedik tamam bu da geçti. Sonra Red Skull diyor ki taşı almak için en sevdiğin şeyi kurban etmek gerekir. Thanos ağlıyor. Abi bu müthiş bir şey ya. Gerçekten çok hoşuma gitti. Thanos, Gamora’yı uçurumdan atıyor ve ağlıyor. Hem CGI hem de Josh Brolin’in mimikleri olsun kesinlikle filmin en iyi sahnelerinden biriydi. Filmin duygusal yükünü Thanos’un taşıdığı da kesinlik kazandı bana göre.

Captain America ve ekibi Wakanda’ya iniyorlar. Fragmanlardan da bildiğimiz gibi Büyük Wakanda Muhabesi yakındır!

Thor canını dişine takarak bir şekilde de olsa Infinity Gauntlet’in de ana maddesi olan Uru metaliyle kendine Stormbreaker yapıyor. Mjölnir’den daha cool ve daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz sanırım.

Şimdi bu noktada Wakanda Savaşı’yla alakalı büyük bir saçmalık var. Savaş neden yapılıyor? Vision ölmesin de taşı öyle alalım. Sadece Vision ölmesin diye yüzlerce Wakandalı savaşçı can veriyor. Bana aşırı saçma geldi bu. Filmin birkaç sıkıntısından biri buydu. Savaş çok güzel ve epik olsa da savaşı bizlere sunan altyapı zayıf ve saçmaydı.

Harika Wakanda Savaşı’nın bir bölümünden sonra Thanos ve Doktor Strange’i görüyoruz. Thanos gezegeninin eskiden çok güzel olduğunu ama nüfus fazlalığından ötürü gezegeninin yok olduğunu söylüyor. Kendisi gözümde gittikçe haklılaşıyor.

Bu sahnenin akabinde hem Wakanda’da hem de Titan’da olan savaşları kesit kesit izliyoruz. Tabi bir noktada Thor, Groot ve Rocket de olaya dahil oluyorlar. (Thor çok havalı!)

Dev silahlar da gönderilince Wanda mecburen sahaya iniyor ve Vision’dan taşı almak için Black Order üyelerinden biri geliyor.

Bir mantık hatası da hepsinin Thanos ile savaştıktan sonra eldiveni çıkartmaya çok uğraşmaları. Filmin ilk kısımlarında Wong’un portal açarak el kestiğini gördük. Bildiğim kadarıyla Doktor Strange, Wong’dan daha güçlü. Niye yapmadı anlamıyorum.

Titan’da olan savaşta taş kullanan Thanos’un kanını akıtan Tony Stark’ı tebrik ediyor ve her şeyin içine eden Star-Lord’a lanetler yağdırıyorum.

Bre gerizekalı Peter. Eldiven çıksın sonra hallet işini. Ne istersen yap yani. Film içinde evren için Gamora’yı göze alan adam bunu yapmamalı. Umarım Doctor’un gördüğü gerçekliklerden kazananı gerçekleşiyordur.

Thanos ile teke tek atan Tony Stark’a bıçak saplanıyor ve ulan acaba diyecek noktaya geliyoruz. Keşke ölseydi. Dünya için karadelikte ölmeyi göze alan adam kendi dünyasından ışık yıllarınca uzakta bir gezegende dünyasını kurtarmak için kendisinden çok daha güçlü biriyle umutsuzca canını ortaya vererek savaşıyor. Keşke böyle öldüğünü görseydik. Bu karaktere çok yakışır bir ölüm olurdu.
Ama buzla kaynak yapıyor ve yaşamaya devam ediyor.

Thanos dört taşı da kullanarak onu öldürmek üzereyken hepimiz ölsek bile taşı vermem diyen Doktor,  zaman taşını Thanos’a veriyor ve oyunun sonuna geldiklerini söylüyor. Bu sahnede tutarsızlık gördüm. Her şey milyonlarca ihtimalden kazandıklarına uygun gidiyorsa niye oyunun sonuna geldik dedi? Uygun gitmiyorsa neden taşı verdi? Önümüzdeki film bunu toparlamak için çok sağlam şeyler yapmaları gerekli yönetmenlerin.

Thanos, zaman taşını Doktor’dan alıyor ve zihin taşı için dünyaya gidiyor. Bu sahnede tüm Avengers üyeleri fütursuzca saldırırken hepsini ne kadar kolay alt ettiğini ve ne kadar güçlü olduğunu da çok net bir şekilde görebiliyoruz. Artık durdurulamaz!

Koca savaşın dediğim gibi boşa olduğu anlaşılıyor ve Wanda, sevdiceği de olsa Vision’u öldürüyor. Ama Thanos yer mi? Cık. Adam zaman taşını kullanarak son taşı da alıp eldivenine koyuyor.
Thor baltayı Thanos’a saplayıveriyor. Bu da pek aklıma yatmadı. Ulan hepsini geçtim adamda gerçeklik taşı var. Baltayı baloncuğa dönüştüremedi mi? Film Wakanda Savaşı’nın kararı verilmesinden beri birkaç mantık hatası yaptı. Epiklik tamam ama mantık azalmış.

Thanos da çizgi romanlarda yaptığı gibi parmağını şıklatıyor ve evrenin yarısını toz ediyor. Bu sahneler gerçekten çok etkileyiciydi. Herkes sevdiği arkadaşının yanında ve o arkadaşları da yok olup gidiyorlar. Onların da yapacakları sadece bakmak oluyor. Hem sinematik olarak hem de duygusal olarak çok başarılı ve etkileyici olmuş bu sahne. Tamam hepsinin geri döneceğini biliyoruz ama yine de gözlerim doldu be.

Aynı zamanda Gamora’nın ruh taşının içinde olduğunu görüyoruz. Yani geri döner muhtemelen.
Filmin en sonunda da hasar görmüş Infinity Gaunlet ile güneşin batışını izleyen Thanos’u görüyoruz ve 1 yıl daha nasıl bekleyeceğiz diye kara kara düşünmeye başlıyoruz.

Ama durun! Her Marvel filminde olduğu gibi after credit var bu filmin sonunda da. Dünyanın yok olmasının şehirdekilere nasıl etki ettiğini görüyoruz. Çok başarılı olmuş. Kaosu görmüş olduk. Araç içindeki Nick Fury ile Maria Hill’i görüyoruz. İkisi de yok oluyor ve Nick Fury’nin yere düşürdüğü çağrı aletinde görüyoruz ki Captain Marvel’a çağrı mesajı gönderilmiş. Bir dahaki film harika olacak diye umuyorum.

Sonuç olarak bakarsak harika bir kötü adam olmuş. Motivasyonu çok doğruydu ama düşünemediği bir şey var. Madem o kadar şey yapabiliyorsun, o zaman neden kaynakları iki katına çıkarmıyorsun. Bunu yapabilecek güçtesin sonuçta. Yani ne olursa olsun Thanos’un kötü adam olduğunu unutmayalım arkadaşlar. Öldürmek her zaman çözüm değildir.

BACK to the FUTURE 3 - GELECEĞE DÖNÜŞ 3 (1990) incelemesi


Öncelikle şunu söylemem gerekir ki bu film kesinlikle serinin en kötü filmi olmuş. 2.filmin sonundaki tanıtım filmini gördükten sonra işte bu be diye düşündüm. Fakat gelin görün ki bu kadar malzemeyle böyle iyi bir film serisi bu kadar kötü yapılabilir. Aşk koyalım demişler olmamış, aksiyon sahnelerine aksiyon demeye bin şahit, bilim ve zaman kavramları çok az kullanılmış.

Vahşi Batı fikri her zaman iyidir. Özellikle Amerikalılar için. Çünkü bana göre tarihteki en fantastik dönem. Bu dönemi kullanma fikrini takdir ettim ve biraz da zorunlu bir hamle olarak gördüm. Çünkü zaman makinesi kullanılan bir film yaparsan herhangi bir dönemi spesifik olarak göstermek zorundasındır. 30 yıl öncesine gitmek buna dahil değil. Dinazorlar veya taş devrine götürürsen karakterlerini, çok pahalı bir durum haline gelir. Onun dışında kendilerinin de pek övünecek dönemleri olmadığı için Vahşi Batı’da geçiyor film.

Vahşi Batı modellemesi güzel yapılmış. Set, kostümler, oyunculuklar hepsi Vahşi Batı’ya uygun olmuş ve hakikaten bu detayları beğendim. Filmin en vasat yönü hikaye olmuş. Daha doğrusu hikayenin vadettiği şeyler. İlk filmde zamanına geri dönmeye ve aynı zamanda kendini zaman akışında var etmeye çalışan karakterimizi izledik. İkinci filmde de zamanda birkaç kere yolculuk yaparak bu defa geleceği kurtarmaya çalışan karakterimizi gördük. Yani olay giderek büyüdü. Fakat ne oldu üçüncü filmde? Zamanda 100 yıl geride olan Doktor’u zamanımıza döndürmeye ve o dönemde ölmesini engellemeye çalışan karakterimizi gördük. Yani motivasyon düştü nedense. Hatta filmin sonunda tam olarak gerçekleşmedi bile yapılmaya çalışılan şeyler.

Bu gerçekleşmeme meselesini final olmasına da bağlayabiliriz sanırım. Şu andan itibaren film umrumda değil. Film 6/10 puanı hakkediyor. Bundan sonra sadece bu efsane seriden, bize kattıklarından ve de finalinden bahsetmek istiyorum.

Bu film serisi benim gözümde Star Wars ile aynıdır. Kendi zamanı için devrim niteliğinde olup zaman kavramını bu kadar inceleyen ve seyirciyi de düşünmeye itip teoriler ürettiren bir seri. Finaline gelirsek… Ah be Doktor. Değmezdi be. Sen sevdiceğine kavuşsan da Marty başsız kaldı, bizler başsız kaldık. Mutlu son olmadı filmde. Mutlu sonsuz oldu. Unutmayacağım ve hayatım boyunca defalarca kez izleyeceğim bir film serim var artık.

DEADPOOL 2 (2018) spoilersız ve spoilerlı inceleme


Gelin öncelikle filmi spoilersız inceleyelim sonrasında spoilerlı devam ederiz.


Olmuş arkadaşlar. Genellikle güzel ilk filmi olan serilerde ikinci filmde sert bir düşüş olur ve kimse beğenmez. Ama bu film olmuş. Bunu artan bütçe ve efektlere de bağlayabiliriz lakin bana kalırsa filmin çizgisini bozmamasının en büyük sebeplerinden biri Ryan Reynolds’un azmidir. Adam ilk filmi yapabilmek için 2011 yılındaki Wolverine filminde dünyanın en dandik rolünü oynamayı kabul etmiş. Şu an kendisinden daha iyi bir Deadpool ve Wade Wilson düşünemiyorum.

Film kendini ilkine nazaran daha fazla ciddiye almış. Ana konuya ağırlık vermiş. Hatta ne yazık ki sosyal mesaj da vermiş. Deadpool olm bu. Abartmayın. Bu kadar komik ve eğlenceli bir karakter hem başarılı bir senaryoda kendini ciddiye alan bir filmde hem de seyircileri gülmekten altına yaptıracak bir filmde oynayamaz. Film komik evet. Ama başındaki bazı olaylardan dolayı kendini mecburen ciddiye almış.

Filmde sevmediğim detaylardan bir tanesi de fragmanlardan da gördüğümüz şişman çocuk. Tamam çok büyük acılar çekmiş olabilir ama biz de o yaşlardaydık be. Bu kadar çok çizgi değiştirilmez.
Araya şunu sıkıştırayım. İbrelerinde yer alsa da cinsellik yok denecek kadar az. Yani o konuda endişeliyseniz sıkıntı yok. En fazla öpüşme sahnesi vardı.

Yani genel olarak filmin sıkıntıları şişman çocuk ve kendini ciddiye alması. Şimdi gelelim iyi yönlerine.

Bana kalırsa bu film Deadpool 2 yerine Wade Wilson olmuş. Çünkü cidden filmin en öne çıkan yönlerinde Deadpool yerine Wade Wilson ve onun psikolojik durumunu görüyoruz. Takdir edilecek bir nokta da bu. Hem bu kadar komik bir film izleyip hem de başrolümüzün psikolojik sıkıntılarını gördük.

Filmde inanılmaz sayıda gönderme vardı. Dakika başı bir göndermeyle karşılaştık ve bu bir geek olarak seyir zevkimi arttırdı diyebilirim.

Yeni karakterlerimiz de harika olmuşlar. Josh Brolin yine karaktere harika bir şekilde adapte olum ve Cable karakteri de iyiydi. Domino da diğerleri kadar gözükmese de hoşuma gitti. Güzel bir karakter tiplemesi yapmışlar. Oyuncu da tam oturmuş.

İyi yönlerinden bir tanesi de X-Force görmüş olmamız. O ne güzel takımdı be. Takım olarak yaptıklarını çok beğendim. Hele Peter be. Neyse filmde görürsünüz.

Son olarak after credit sahnesi de harikaydı. Zaten pek beklemedik ve kesinlikle izlemeye değen bir sahneydi.

Sadede gelirsek bazı büyük sayılabilecek sıkıntıları dışında çok eğlenceli bir film olmuş. Bilet paranıza ve zamanınıza kesinlikle değer. Bana göre ilkinin üstüne çıkamamış fakat yine de güzel olmuş. Puanım 6,75/10.

                               SPOILER ALERT 🔻🔺🔻               SPOILER ALERT 🔻🔺🔻            



Spoilerlı incelemeyi pek uzun tutmayı planlamıyorum fakat birkaç kelamım da var.
Öncelikle X-Force denilen ekibin ölüp bizim sondaki ekibin kurulması hoşuma gitti (evet yazıda farklı yazmış olabilirim). Sondaki yürüyüşleri olsun, aralarındaki diyalogları olsun X-Force benden tam puanı aldı.

Juggernaut'u görmemiz de güzel oldu. Pek fazla gözükmese de hoşuma gitti. Umarım diğer filmlerde de görürüz. Gücünü falan güzel yansıtmışlar.

Fakat tüm yazıda da kızdığım nokta Vanessa’nın ölmesi. Ya biz burada trol bir film izliyoruz. İzlemiyorsak çok hata buluruz zaten. Sen niye bu filmi birden çok ciddi meselelere döndürdün ki. Film ilk yarısı gibi olsaydı çok çok huzursuz ayrılırdım salondan. Ama Allah’a şükür ikinci yarı çok enerjik ve eğlenceliydi. Normal bir film olsa sesim çıkmazdı ama Deadpool izliyoruz be.

Sevmeme nedenlerimden bir tanesi de Deadpool’un hep çocuğun hayatını kurtarmaya çalışması. Tamam kız arkadaşı kalbiyle alakalı bir şeyler söyledi diye böyle yapıyor da yine de benim canımı sıktı. Normalde olsa ‘‘S.kerler’’ deyip yoluna devam etmesi gerekir. Emin olun böyle olsa daha çok zevk alırdık filmden.

After credit sahnesinde herkesi öldürmesi çok çok iyiydi. ‘Deadpool Marvel Evreni’ni Öldürüyor’ okuyorum gibi hissettim ama bu iyi amaçlar içindi ve daha kaliteliydi.

Umarım zaman yolculuğu meselesini Deadpool tarzında önümüzdeki filmlerde görürüz. Ek olarak X-Men ekibinin cameosu çok iyiydi ama Stan Lee’yi göremedim filmde.

Sonuç olarak filmde Vanessa ölmese ve konu bunun üstünden gitmese benden çok temiz 8 puanı olurdu fakat bu gibi sıkıntılar yüzünden 6,75/10 oluyor puanı.

BACK to the FUTURE 2 - GELECEĞE DÖNÜŞ 2 (1989) incelemesi


Bu yazıda ufak spoiler parçacıkları olabilir uyarısını yapalım öncelikle🔻

Back to the Future 2 incelemesiyle hepinize merhabalar. Öncelikle şunu söylemem gerekir ki biraz esneme senaryo gibi geldi bana film. Çünkü ilk filmde güzel bir konu gördük. Güzel işlenmiş ve uzatılmamıştı. Bana kalırsa ilk film çok tutmasa bu film çıkmazdı. Her ne kadar ilkinin sonunda devamının geleceğinin kesin teminatı olarak bir final sahnesi koymuş olsalar da o şekilde bitip güzel anılan onlarca film var. Her neyse konumuza dönelim.

Film 2015 yılında başlıyor ve 1989 yılı için hayal edilen 2015 yılı gösteriliyor (keşke öyle olsaydı). Nasıl ilk filmde anne ve babayla uğraşılıyorsa bu filmde de oğlanla uğraşmayı görmüş olduk. Bunu gönderme olarak kabul edelim. Sonra bir takım olaylardan dolayı geçmişe gitmek zorunda kalıyorlar ve bum! Benim esneme diye nitelendirdiğim noktaya gelmiş. Ya usta, film gelecekte başlamış. Devam ettir hem hayal dünyanı konuştur hem de biz seyirci de vay be bak sen şu 2015’e deyip yine zorba ve ezilen taraf hikayesi izlemeye razıydık. Filmin adından çıkmamış olmak için yapılan bir hamle muhtemelen.

Bu arada geçmişe gitme meselesi filme güzel yedirilmiş fakat bana geçmedi şahsen. Neyse devam edelim.

Yine aynı kişiyle film boyu uğraşmak ve filmde alternatif bir gerçeklik görmüş olmamız beni çok memnun etti. Kısaca apokaliptik bir dünya gördük diyebiliriz. Tabi hepsi kelebek etkisiyle oluyor her zamanki gibi. Bu arada beni film boyu en çok etkileyen sahneler post-apokaliptik dünya ve o dünyada yaşananlar diyebilirim.

Efekt konusuna gelirsek 4 yıl fark olmasına rağmen pek bir ilerleme kaydedildiğini düşünmüyorum ilk filme göre.

Bu filme canımı sıkan konulardan biri de hep birine görünmeden bir işler çevrilmeye çalışılması çok bayıcı bir hal oldu. 103 dakikalık filmin 10 dakikasında çaktırmadan iş yapmaya çalışan bir başrol vardı. Evet gerekliydi fakat abartılmıştı.

Genel hatlarıyla güzel bir film olsa da ilk filme göre daha bayıcı ve daha fazla hataya sahip bir film olmuş. Fakat kesinlikle kötü bir film değil yanlış anlaşılmasın. İlk filmdeki iyi olan her şeye de sahip bir film zaten kendisi. Bu filme benim puanım 7/10.

AVENGERS : INFINITY WAR - AVENGERS : SONSUZLUK SAVAŞI (2018) spoilersız incelemesi


Öncelikle şunu söylemeliyim ki film çok çok başarılı. Bize bir süper kahraman filminden isteyebileceğimiz her şeyi vermiş. Dram mı komedi mi aksiyon mu aşk mı… Hepsini bize geçirmiş ve bunu da kesinlikle yeterli ve doğru dozajda vermeyi başarmış. Onlarca kahraman var filmde fakat 2,5 saatlik filmde hepsi yeterli oynamış, hepsine yeterli ekran süresi düşmüş. Ekran süresi kısa olan karaktere keşke daha fazla oynasaydı veya uzun süre ekranda kalmış karaktere de neden çok uzun oynamış demedik, diyemedik. Sanırım bunu da yönetmen Russo Biraderlere borçluyuz. Adamlar bu zor yükün altından hakkıyla kalkabilmişler.

Bu filmde de her Marvel filmi gibi espriler vardı fakat diğer filmlerin aksine sayıları daha az ve daha kalitelilerdi. Komedi yükünü genel olarak Spider-Man, Drax ve Star-Lord üstlenmiş diyebiliriz.
Dram yönüne bakarsak film kesinlikle bir dram filmi değil. Genel plana bakıldığında böyle olduğun 4u düşünen insanlar var fakat kesinlikle öyle düşünmüyorum. Dram ve üzüntü içeren sahneler az ama özdü. (salondaki insanlar film izlemeyi bilmediklerinden moda giremedim yoksa ağlayan insanlar varmış) Logan’dan sonra en çok üzüldüğüm süper kahraman filmi diyebilirim.

Aksiyon yönünü de incelemek istiyorum. Film bu kadar iyi bir hikaye sunmasının yanında filmin çoğunu kaliteli aksiyon sahneleri olarak karşımıza çıkıyor. Cidden. Filmin çoğu aksiyon sahnesi. Beni sıktı mı? Hayır. Başkaları sevmeyebilir mi? Evet. Yani aksiyon sahnesi sevmeyen biri hikaye için filme gidiyorsa sıkılabilir. Meydan savaşındaki kareografiler olsun genel olarak CGI kalitesi olsun beni mest etti ve bir fan olarak çok gaza getirdi açıkçası.

Bildiğiniz gibi kötü adamımız Thanos… Ya o ne güzel karakter yazmadır ey senaristler, ey yönetmenler. Kendimi taraf seçme konusunda ikileme girerken buldum kaç kere. Ki bir taraf da 10 yıldır filmlerini izleyip benimsediğimiz karakterler. Bu da çok büyük bir başarı bana kalırsa. Thanos’un CGI yapımı da çok hoşuma gitti. Hem gerçekçi yapıp hem de en ufak mimiklere bile dikkat etmişler. Tabi burada payın bir kısmı Josh Brolin’e de verilmeli. Andy Serkis edasıyla CGI karakterine hayat katmış.

Filmin sonuna gelirsek… Pek ayrıntılı bahsetmeyeceğim ama çok etkilendiğimi söylemem gerekir. Bazı şeyler kesinlikle değişir fakat bizleri derinden etkilemeyi başarmış filmin sonu.
Sonuç olarak film bazı ufak mantık hatalarına rağmen çok başarılıydı. Bazı sürprizler de filme renk katmış. 10 yıl beklediğimize değmiş diyorum ve 8,5 puan veriyorum. Spoilerlı inceleme de yarın gelir. Beklemede kalın!